Tuesday, August 12, 2014

yine oturmuş kütüphane kataloglarını tararken aklıma geldi

bana sürekli neden çok kitap aldığımı soruyorlar; hepsini okuyor musun? cevap olarak bir yazarın şu tespitini paylaşmak isterim: TR'de kütüphane geleneği olmadığı için, yazma işiyle uğraşanlar hep kendi kütüphanelerini kurmak zorunda kalmışlardır. doğrudur! bu öyle, hadi şu köşede bir kütüphanem olsun diye oluşturulan bir şey değil kuşkusuz. şunu da okuyayım, aa bu da lazım olur, derken bir bakmışsınız hooopp raflar dolmuş. 

 photo is from


gsü'de tez yazmaya çalışırken bütün kitapları boğaziçi'nden hemşireme taşıtırdım. peşine düştüğüm müzecilik kitaplarını geçtim, numunelik sosyoloji kitaplarını ödünç almak için bile ne çetin mücadeleler verdim. hiç ulaşamadıklarım da oldu. bekleme listesinde olduğum bir kitap haftalarca dönmedi. gittim sordum, bir hocadaymış. mail yazdım, acil ihtiyacım olduğunu söyledim. tamam, iade edicem, dedi. haftalar geçti gene yok. bir de onların ödünç süreleri haftalarla değil, aylarla ölçülüyordu. ben de bir daha yazdım. yanıt geldi; tamam, iade edicem dedim, oturmadım ya kitabın üstüne. (kelimesi kelimesine hatırlıyorum.) sıkıntı, benim türkçe kaynaktan yaptığım alıntıyı hocanın fransızca kaynaktan isterim diye tutturması. yok işte, kaynak yok. hoca onu kabul etti, bu sefer başka alıntıya takıldı. dedim, yok, o da yok kütüphanede. benim kopyam X'te, ondan al, dedi bu sefer. ctesi günü akşam olmuş, son kontrolü yapıyoruz hocayla, ptesi günü tezi jüriye teslim edicem. alamadım kopyayı. telefon açıp ilgili yeri bulmasını rica ettim X'ten. sonra attım kapağı özel üniversiteye. 

koç üniversitesi'nin en çok nesini severdin, deseler, bursunu, maaşını geçtim, kütüphanesini, derdim. ILL'den öte hizmetle, kitap siparişi verin de alalım, diyen kütüphanecilerini hele pek çok! listeyi hazırla ver, en geç 2 hafta sonra ersan yanına gelip, istediğin kitaplar geldi, yeni gelenler rafında, desin. 

 photo source


frankfurt şehir kütüphanesine kayıt olduğum ilk günlerden birinde katalog taraması yapıyordum. (hobilerim arasında bulunur.) aradığım her romanı bulduğumda çığlık atıp, aa bu da varmış, aaa şu da varmış, aaa inanmıyorum o bile varmış, diye seviniyordum. ömrü boyunca almanya'nın öğrencilik konforunda okumaya alışmış şahıs en sonunda dayanamayıp, kütüphane orası, kitap bulunca şaşırman biraz garip değil mi, demişti. değil. bu sadece özel okullara özgü sanıyordum ben. 

geçen haftalarda ILL aşkına gidip alman milli kütüphanesine üye oldum, ILL yokmuş, iyi mi! aradığım müzecilik kitabına dair şöyle bir de not yazmışlar; bu kitabın koleksiyonumuzla ilgisi yoktur. döndük mü yine gsü günlerine? yok, hayır! 

almanya burası, demokrasilerde çare mi tükenirmiş? şehirdeki bütün müzeler kütüphane kataloglarını birleştirmişler. yazıyorsun aradığın kitabın adını, diyor ki sana, şu müzede şu rafta, git oku. 

almanya'nın en çok nesini sevdin deseler, bir, yeşilliğini, iki, bilgiye erişimin bu kadar kolay ve bedava olmasını, derdim. 

4 comments:

Güngör said...

Söylediklerin o kadar doğru ki... Kütüphaneler, özellikle de şehir kütüphaneleri çok önemli, insanlar boş zamanlarını çok katlı alışveriş merkezlerinde boş boş dolanarak geçireceklerine keşke yeni kitaplar keşfedip, hayal dünyalarını, bilgi dünyalarını geliştirecekleri kütüphanelerde geçirseler. Ama onları bu duruma iten ülke koşulları da çok önemli tabii; ne yazık ki kütüphanelerin gelişmişlik düzeyi epey geride, bu duruma çok çok üzülüyorum ve sen de bütün bunları çok anlamlı bir şekilde dile getirmişsin, tebrik ederim.

chiydem said...

gelişmişlik öyle hop diye gelmiyor ki.. kütüphaneleri bir kenara koyalım, kitap fiyatları bile çok etkili okuma oranının düşüklüğünde. o vergiler.. indirimler bile hep göstermelik. kitap baskılarını az az ve sık sık yaparak "çok basıldı" ibaresi yapıştırıp kendilerini kandırsınlar ancak. övgü için (utanarak) teşekkür ederim. dertliyiz hepimiz..

Vaniglia E Cioccolato said...

Yapabildiğim en faydalı şey, D&R'ın İnternet satışının daha uygun olduğunu keşfetmek ve asgari bir alım tutarının üstüne ücretsiz kargo hizmetlerinin olması, bütçemi bu şekilde kotarmaya çalışıyorum, zira bu ülkede kitap okumak lüks maalesef, keza uygun olsa da okuyan kitle pahalı iken de alan kitle..
Sevgiler
Çiğdem Çınar Arıkan

chiydem said...

d&r'ın tekelleşmesi sinirimi bozduğundan beri, mecbur kalmadıkça, uğramıyorum. en son idefix'i de satın aldılar diye okumuştum. kitapzen.com öneririm. idefix'ten daha da indirimli. yine belli bir oranın üzerinde ücretsiz kargo var. bazen kitap temini uzun sürebiliyor, daha az stokla çalışıyorlar sanırım, ama şimdiye kadar hiç kötü bir şey yaşamadım. benden de sevgiler çok..