evlenmek ve çocuk sahibi olmak konularından mümkün olduğunca kaçsam da, tuba ünsal'ın doğum öncesi maceralarını anlattığı benim tatlı komposto günlüğüm kitabını kaçıramayacak kadar popüler kültür bağımlısıyım. bol resimli fotoroman gibi bir kitap. okuması kolay ve eğlenceli. dili samimi. daha önce başka hamilelilk günlükleri de okumuştum yine meraktan ve o koca koca bilge laflardan çok sıkılmıştım. hiçbiri yok. hazır olmadığını da yazmış, bebeği heyecanla beklediğini de. kocasını özlediğini de yazmış, onunla ilgilenmeyişini de. ama benim kafamda yine başka sorular var tabii.
bu kitap çıktığında tuba ünsal ve kocası murat pilevneli boşanmıştı. insan eski kocasının boy boy fotoğraflarının yer aldığı bir kitabı mutlulukla ve keyifle tutabilecek kadar barışmış olabilir mi ilişkisiyle? yani belli ki bir şeyler ters gitmiş ve ayrılmışsın. arada çocuk var, mecbur görüşeceğiz durumundan başka bir şey bu. ya da ben mi abartıyorum?
bir kitap projesi gelmişti bir keresinde. yer alacak isimlerden ikisi anlaşamıyor ve hatta birbirlerinin isimlerini duymak dahi istemiyordu. "onun olduğu kitabı ben elime alamam, o yüzden bu projede yer alamayacağım" demişti biri. bana çok asil gelmişti bu davranış. kitap kariyerim için önemli, aman görmezden gelirim tavrı yok. o yüzden kafam karışık...
bir de herkes hamilelik günlüğü yazıyor. biri de doğumdan sonrasını yazsın da bu alanı tekelinde tutan elif şafak ve siyah süt'üne rakip gelsin. (ki ben o kitabı da çok beğenmiştim. insanlar pek anlayamadı sanıyorum. annelik gibi kutsal bir mertebeye erişmişsin, bunalım da nesi, ilk kez sen mi doğuruyorsun, hepimiz doğuruyoruz diye suçladılar kadını.) doğuma korku ve endişeyle gidiliyor da doğumdan sonra her şey toz pembe mi? hiç sanmıyorum ve biliyorum ki değil.
blogosferin güçlü katmanlarından biri de annelerin blogları. Blogcu Anne'yi takip ediyorum mesela. o kadar gülüyorum ki "annelik özlü sözleri"ne.. kitap olsa da okusam diyorum. bazı anneler kasım kasım çocuklarının sadece en güzel fotoğraflarını koyup "aşk" falan dediklerinde de çok gülüyorum. hani kusması bunun? seni geceleri uyutmaması? çocuktan şikayet edemezsin, edersen anne olamazsın yargısını kim yerleştirdi kadınların içine? #uykusuzanneler var bir de twitter'da. sen de mi ayaktasın. offf bizimkinin dişi çıkıyor yine diye diye dertlerini döküyorlar. dertler olmasa hayatın güzelliği anlaşılabilir mi? biraz samimiyet. hadi güzel anneler.
not: anne olunca sen de bu duyguyu anlayacaksın demeyin. rica ediyorum.
No comments:
Post a Comment