Sunday, March 25, 2012

bir ölümün ardından "hayat devam ediyor" demek can acıtır...

son dört senedir 25-26 ve 27 mart günlerini çok sıradan günlermiş gibi yaşamaya çalışırım. oysa biri babamın ölüm haberini aldığım, diğeri cenazesi için beklediğim ve sonuncusu da onu toprağın altına bıraktığımız gündür.



ölüm hakkında konuşulmaz. ben çok denedim insanları ama henüz başarılı olamadım. siz ölüm hakkında sakin sakin anlatırken insanların gerildiğini hissedersiniz. hani ölüm ile nasıl yüzleştiğinizden, ölen kişiyle nasıl vedalaşamadığınızdan ya da onu nasıl özlediğinizden dem vururken karşı taraf gittikçe küçülür, ortadaki sessizlik de alabildiğine büyür.

bazen bilerek yapıyorum bunu. oturup en başından sonuna babamın ölümünü anlatıyorum. karşımdaki küçüldükçe küçülüyor. ben sesime ne kadar neşe katsam ya da gülerek cenazedeki komiklikleri anlatsam da karşımdaki geriliyor. (olmaz demeyin, cenaze törenleri ayrı bir sosyolojik vakadır. belki bir gün anlatırım o gün başımızdan geçenleri; gece annem, ablam, kuzenim ve beni kahkahalarla güldüren hikayeleri. bugün değil. bugün konumuz insanların ölümle yüzleşmesi.)

bir cenaze evinde en çok duyulan cümledir. misafirler birbirine bakar ve "ne yapacaksın şekerim, hayat devam ediyor..." derler. tabii, sen bu kapıdan çıktığında helvanın kıvamından konuşacaksın, yanındaki ölü yakınlarıının nasıl geçineceğinin dedikodusunu yapacak, şu karşıda duran adam arabayı satarlarsa ben alır mıyım diye ince hesaplara düşecek, hayat sizin için devam edecek... ya cenaze evi sakinleri?

cenaze evinde yaşayanlar mekanla hesaplaşacak. bilirsiniz, her aile ferdinin evde kendisine ait mekanları vardır. bir oda da olabilir bu, bir koltuk ya da bir dolap, çekmece, belki de sadece bir kutu...
- arabanın anahtarı nerde?
- babanın çekmecesinde
yıllardır hiç değişmedi bu diyalog bizim evde. ne zaman arabayla yola çıkacak olsam, anahtarı almak için o çekmeceyi açsam, babamın bizimle yaşamadığını hatırlarım. hayat birkaç saniye durur bende. hareketlerime devam ederim ama durur hayat işte. o an bana denilenleri duymadığım gibi, aklımdan neler geçtiğini de sonradan hatırlayamam. hızlı hızlı fotoğraflar, arabayla ilgili yapılan konuşmalar ya da peşinde olduğum konuyla ilgili babamın olası yorumları.

o yüzdendir ki, ben ne zaman bir ölümün ardından "hayat devam ediyor" lafını duysam sinir olurum. can acıtır bu laf. hayat devam ediyorsa bir ölünün ardından, siz o ölen kişiyi hiç sevmemişsinizdir. eğer fütursuzca birine gidip "hayat devam ediyor" derseniz, siz o kişinin ölen kişiyi ne kadar sevdiğini hiç bilememişsiniz.

2 comments:

Anonymous said...

Az önce gülerek okuyorum yazılarını demiştim ya vazgeçtim.Şuan anlatıklarınla hislerimi dile getirmişsin. O kadar iyi anlıyorum ki seni sadece anlıyorum demekle kalabiliyorum.Paylaşılan acılar paylaşılacak duyguları beraberinde getirir.Sanırım senle şuan ortak bi noktanın tam ortasında buluştuk:)

chiydem said...

ölüm insanları sessizlikte birleştiriyor belki de. kelimelerden daha gerçek olan hissiyat.