Monday, August 18, 2014
hüzünlüydüm ama fotoğrafta sakladım
fotoğraflar arasında gezinirken gülümsemelere baktım tek tek.. bazı fotoğrafların çekildiği zamanları çok iyi hatırlıyorum. fotoğraftaki kişinin o an içinde bulunduğu hüznü de. sonra fotoğrafa tekrar bakıyorum. gülümsemelere. ne güzel saklayabiliyor insan hüznünü gülümsemede.. sadece gözler. bir tek onlar anlatıyor. zaten ben yüzünde kocaman bir güneş gözlüğü olanla sohbet etmeyi de sevmem.
Sunday, August 17, 2014
çöp çatma yemeği - kahvesi - şehir etkinlikleri
hafta sonu katıldığım yemekte anladım ki yaşımız gelmiş. 30+ yaş kutusuna şöyle güzelce yayılalım ve bu yaşın dayattığı tüm toplumsal baskılarla yüzeleşelim. mesela artık çöp çatanlık bize mubah. bizim bir bilmem kim var, çok iyi çocuk, bir tanıştıralım sizi, ile başlayan cümlelerden kaçış yok artık. o yemek yenilecek. sonrasında gece uzasın, "gençler" birbirini daha iyi tanısın diye kahve içilecek, akşam birlikte kalmalarını sağlamak için türlü taklalar atılacak, ertesi güne kahvaltı ile başlanıp, çeşitli şehir etkinlikleriyle "gençler" iyice kaynaştırılacak. ben almayayım, mersi.
Labels:
ilişkiler
Tuesday, August 12, 2014
yine oturmuş kütüphane kataloglarını tararken aklıma geldi
bana sürekli neden çok kitap aldığımı soruyorlar; hepsini okuyor musun? cevap olarak bir yazarın şu tespitini paylaşmak isterim: TR'de kütüphane geleneği olmadığı için, yazma işiyle uğraşanlar hep kendi kütüphanelerini kurmak zorunda kalmışlardır. doğrudur! bu öyle, hadi şu köşede bir kütüphanem olsun diye oluşturulan bir şey değil kuşkusuz. şunu da okuyayım, aa bu da lazım olur, derken bir bakmışsınız hooopp raflar dolmuş.
Labels:
halet-i ruhiyem,
kitap
Subscribe to:
Posts (Atom)