Yüksek Topuklar kitabında Murathan Mungan çok güzel yazmış kadınların soyadlarıyla "oynama" heveslerini. Peki ya gerçekler?
Bir süredir kafama taktığım şeylerden biri de, iki soyadlı kadınlar. Allahım ne kadar çoklar! Yakında Çin Halk Cumhuriyeti nüfusu kadar edecekler. Ayrıca çifte soyadın söylenişinde hep bir 'yecüc mecüc' havası oluyor. (Ki, bu atalarımızın sahiden Ortaasya'dan geldiğinin ispatı olan bazı kadınlara çok yakışıyor) Hem babasının hem kocasının atasoyunu taşımadaki ısrarlarında, amaçlananın tersine feminist bir yan göremiyorum ben. Kadınlara soy kimliğini, hem koca hembaba soyadlarıyla veren erkek vurgusunu katmerlendirmekten başka... İkinci soyadını değiştirmedeki sıklıklarına bakılırsa, yolunda gitmeyen yalnızca adlarına eklenen ikinci soyadların sahipleri ve onlarla olan ilişkileri de değil. Bu kadar sık değişen ikinci soyadı, karşıymış gibi göründükleri evlilik kurumuna olan inançlarının da naçiz bir ifadesi olsa gerek... deneye deneye bir gün olacağını sanıyorlar zahir. Aynı yerde açılan dükkanlar, ne kadar tabela değiştirirse değiştirsin, bir türlü tutmazlar. Bana kalırsa, birçoğu ikiledikleri soyadlarıyla, bir yandan da, etrafa koca bulduklarının duyurusunu yapmaya çalışıyor aslında, ' Benimki çok üzülüyor onun soyadını kullanmıyorum diye,' diyerek koca üzüntüsü yatıştırıyor görünmenin altında, aslında ' Artık benim de bir sahibim var,' demenin, akılları sıra incelikli bir yolunu buluyorlar. Yani hem geleneksel oyunların nimetlerinden, hem modern zamanların her tür kazancından yararlanarak hiçbir müsameren eksik kalmamaya çalışıyorlar. Sıradan bir ikiyüzlülük değil bu; ne yazık ki, kadınlara özgü dişil bir ikiyüzlülük! Kadınlar, bahane bulmada erkeklere oranla çok daha incelikli ve ustadırlar. Üstelediğinizde, soyadları yüzünden, devlet dairelerinde, postanelerde ya da bankalarda yaşanan aksiliklerden, boşandıklarında soyadlarından ötürü yaşadıkları güçlüklerden, gündelik hayatta karşılaştıkları zorluklardan falan söz edeceklerdir, artık ne kadarını yerseniz!
Bazı kadınlar biliyorum, lise döneminden itibaren hoşlandıkları bütün erkeklerin soyadlarını kendi isimlerinden sonraya eklerler hemen ve güzel durup durmadığına bakarlar ilk iş. Heves işte.. Ama teoride atıp tutulan ataerkil düzene karşıt söylemler gündelik hayatta işlemiyor ne yazık ki. (Yanlışım varsa düzeltin lütfen.) Türkiye'de kadınlar evlendikten sonra sadece bekarlık soyadlarını kullanamıyorlar. "Kamu yararı ve düzeni gereği" kadınlar kocalarının soyadlarını almak zorundalar. Dilerlerse bekarlık soyadlarını kocalarının soyadları öncesinde kullanabiliyorlar. Bazı kadınlar evlendikleri sırada bekarlık soyadlarıyla mesleki itibara sahip oldukları için, evlendikten sonra da bu soyadlarını korumayı tercih ediyorlar ve iki soyadı kullanıyorlar. Yasa düzenlemeleri bu şekilde olduğu sürece Mungan'ın kitabında dalga geçilen çift soyadlı kadınların varlığı kaçınılmaz oluyor. Öte yandan sadece mesleki itibar da gerekmiyor bekarlık soyadını kullanmak için ısrar etmekte. Salt bir istek, kadınlık ısrarı da olabilir. Israrın gerekçesi de çok basit aslında: eşitlik hakkı.
Yukarıdaki alıntıya belki de sadece sosyal hayat çevresinde bakmak gerekebilir. Bir tür "kendini teşhir platformu" olan Facebook sayfasında evlendiğinin ertesi günü soyadını değiştirmek ya da isminin yanına kocasının soyadını eklemek gibi çeşitli örnekler mevcut. Bu kadınlara sormak lazım belki de "neden?" diye. Yargılamak için değil ama, anlamak için sadece.
Ya ben?
Çift soyadı kullanımının başa nasıl bir bela olduğuna şahit olduğumdan beri kadının resmi evraklarda sadece kocasının soyadını kullanmasından yanayım. Yoksa (soyadınız dışında benim gibi iki isminiz de varsa) satırlara sığmayan bir isim ya da kafasına göre soyadını eksik yazan memurlarla uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Benim bu çözümüm de her zaman işlemiyor tabii. Örneğin, bir akademisyensiniz ve alanınızda bekarlık soyadınızla tanınıyorsunuz ve hep sadece onu kullanıyorsanız. Oysa, resmi bir yere burs başvurusunda bulunacaksanız tam soyadınızı yazmanız gerekiyor ve bütün işlemler tam soyadınızla yapılıyor. Yani, bir konferansa katılmak için burs aldınız. Resmi evraklarınızı gönderdiğiniz için isminiz iki soyadınızla yazılıyor her yerde. Buna konferans programı, makalenizin basılması dahil. Ya da bir avukatsınız ve resmi evrak imzalayacaksınız. Haliyle resmi isminize göre hazırlıyorsunuz evrakları. Sonra gelsin kafa karışıklığı, bir anlık unutkanlıkla yapılan yanlışlar.
Çok seneler önce resmi evraklara göre ismi X-Z ama mesleki çevresinde de ismi X-Y olan bir kadınla tatile çıkmıştık. Yurtdışında bir oteldeydik, giriş yaparken pasaportlarımızı vermiştik. Bir gün lobide bir şeyler içtik, odanın hesabına yazılması için de oda numarasını ve adını yazarak fişi imzaladı kadın. Garson imzayı aldıktan 3-5 dakika sonra geri geldi. "Bu odada böyle biri yok" dedi heyecanla. "Pardon" dedi bizimki. "X-Z ismini kullanmaya alışık değilim."
3 comments:
Günaydın..
Yüksek sosyolog ev hanımlığı kardeşiliğini kutsuyorum.
Birde bu linke bir göz atın demeden edemiyorum:
http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=141776
Blogunuzu sevdim, başarılar~
merhabalar
yazinizi okudum cok begendim elinize saglik. ben de evleneli 1 sene oldu ve hala onceki soyadimi kullanmaktayim. biz esimle hem turkiye'de hem abd'de evlendik. abd'de yasiyoruz ve burada sadece onceki soyadimi kullaniyorum. turkiye'ye geldigimde ise 2 soyadli oluyorum. arastirma gorevlisi oldugum icin de makalelerde nasil kullanacagimi bilemiyorum. tezimi onceki soyadimla yazmistim simdi de makalede isim degisikligi olsun istemiyorum. yani cok karisik bir durum. yalniz su kizlik soyadi ibaresi artik kalkti sanirim, biz nufus mudurlugune gittigimizde ordaki memur nufus cuzdanini degistirirken "onceki soyadiniz?" diye sormustu. emin degilim yine de...yazinizi 2 soyadi kullanarak makalelerde nasil referans yaziliyoru arastirirken buldum ve dikkatimi cekti. tekrar elinize saglik.
kalemine sağlık chiydem. kesinlikle katılıyorum!
Post a Comment