Sunday, April 8, 2012

eskiden sadece yakınlarımıza şikayet ederdik, şimdi tüm dünyaya rezil ediyoruz

itiraf ediyorum mirgün cabas türkiye'de zekasını ve fiziğini birlikte beğendiğim nadir insanlardandı. neden -di'li geçmiş zaman kullandığımı bilmiyorum. bir süre sonra suratına kondurduğu gülümsemesinde "herkes bana hasta ama ben çok cool takılıyorum" ifadesini görmeye başladığım için olabilir. sebebini tam bilmesem de bu sevda geçmişlerde kalmış demek ki. neyse, konu benim sevdam değil, onun sevdası.
mirgün cabas, leyla, evrim sümer ile tuba ünsal, sare, murat pilevneli birbirine paralel iki üçgendeler. üçgenler birbirlerine dik açı ile saplanmışlar. sosyal medya bu açıyı bir gün bir tarafa doğru, diğer gün diğer tarafa doğru çekiştiriyor. güç, o gün 140 karakteri doğru kullanandan yanadır elbet. hak denilen şey çalıştırılan çene ve parmaklar vasıtasıyla alınır. hodri meydan!

evrim sümer ve mirgün cabas bilemediğim bir zamandır beraberler. bir kızları var leyla. ayrılmışlar. olabilir. insanlar beraber olmaya başlar, sevgi biter, aşk söner, anlaşmazlıklar başlar ayrılırlar. mirgün cabas şimdi tuba ünsal'la berabermiş. o da mümkün. kocasından boşanmış, bekar bir kadın o da. ama kazın ayağı tabii ki öyle değil. tuba ünsal küçük bir kızı babasından ayıran kötü kadın olmuş bile!

eskiden bütün bu olaylar dedikodu olarak kalırdı, küçük bir zümre kendi arasında konuşurdu. twitter çıktığından beri herkes her şeyi çarşaf çarşaf yazıyor. misal tuba ünsal ve evrim sümer birbirlerine tweet atmışlar. lisedeler sanki. koca koca kadınların (bu sayı buraya cuk oturduğu için diyorum) milyonların önünde bir adam yüzünden kavga etmelerinden daha aciz ne var allah aşkına, lütfen söyleyin.

tabii bu iş iki kişi arasında kalmıyor. diğer ünlü simalar da konuyla ilgili imalı tweetler atıyor. sonra o "milyonlar" başlıyor saldırmaya. rezalet, kepazelik alıp başını gidiyor.

beni bu sabah hayretlere düşüren tweet evrim sümer'den geldi:
insanlar böyle acı dolu şeyler yazdıklarında "acaba çevrelerinde bunu paylaşacak kimseleri yok mu?" diyorum. 7,000 küsur takipçisine bunu söyleyince mi rahatlıyor acaba insan? 3 kişi haline acıyıp yanıt verecek diye insanın kendini terk edilmiş, zavallı ve çaresiz bir kadın modelinde ortalığa atması ayıp falan değil bildiğin üzücü bir durum.

tuba ünsal da kendisine laf sokan "milyonlara" yanıt veriyor, "sandığınız gibi olmamış olamaz mı?" olabilir, her şey olabilir. ama bu karmaşık ilişki ağının detaylarından bize ne?

hepsini geçtim, bütün bunlardan sonra bir araya geldiklerinde birbirlerinin yüzüne nasıl bakıyorlar? ortada hiçbir şeyden habersiz çocuklar. ileride anahtar kelimlerle önlerine dökülecek bütün bunlar.

rezillikleri de kendilerinin olsun aşkları da diyorum elbette ama beni gerçekten meraklandıran, insanların bu sosyal medya kanallarını eski sevgililere, küslüklere laf sokma aracı olarak kullanmadaki ısrarları. bu kadar mı yalnızlar diye düşünüyorum gerçekten.

bir keresinde yakın bir arkadaşım sevgilisinden ayrılmıştı. eli sürekli telefona gidiyor ve onu aramak istiyordu. kesin kural koymuştuk, onu aramak istediği her an beni arayacaktı ve ben de ona adamı neden aramaması gerektiğini hatırlatacaktım. böyle de yaptık. dolayısıyla kimse bilmedi onun canının ne kadar yandığını ve kendini nasıl işe yaramaz hissetiğini. sonra da toparladı.

sosyal medya bir paylaşım aracıdır doğru ama paylaşırken biraz oto-kontrol de hiç fena olmaz hani. bir de anladım ki aşk dediğin, kadınlık dediğin ünlüsünde de, ünsüzünde de ve hatta okumuşunda da, okumamaşında da aynı rezaleti yaşatıyor herkese. düşman başına vermesin diyorum ve aşkınızı mantığınızı kaybetmeden dolu dolu yaşamanızı diliyorum.


Aşk haberlerine dair bir not: Google görsellerde mirgün cabas-tuba ünsal diye arattığınızda hep aynı görsel çıkıyor; takım elbiseli bir adam ve yarı çıplak bir kadın. ne de olsa yuva yıkan kadın, çocuğunu emzirdiği fotoğrafını koyacak değiller ya. adam mı? boşverin, o adam. elinin kiri, yakasının gülü. helal olsun da demişler midir acaba?



2 comments:

selen said...

Ne guzel demissin be ya! Tuttum bu yazini =) Sayende bu kavgayi da duymus oldum. Magazin sosyologu seni =)

chiydem said...

magazin sosyologu? ben de bunu sevdim. phd sevdamı müze sosyolojisinden bu yöne mi çevirsem acaba? ;)